AHMET ÜN
(DİYARBAKIR) – Diyarbakır’da Kobani Davası’nda verilen cezaları protesto etmek amacıyla DEM Parti tarafından düzenlenen yürüyüşte gergin anlar yaşanırken, polisin göstericilere ‘terbiyesizleşmeyin’ anonsu tepki çekti.
Kobani Davası’nda eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile çok sayıda siyasetçiye verilen cezalar, Diyarbakır’da DEM Parti tarafından düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanları Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır ve çok sayıda kişinin katılımıyla yapılan yürüyüşte zaman zaman müdahaleler yapıldı. DBP İl Başkanlığı binası önünden başlayıp İstasyon Meydanı’nda son bulan yürüyüş sırasında polis pankartların açılmasına ve slogan atılmasına izin vermedi. Göstericiler ile polisler arasında yaşanan anlaşmazlık sırasında polis anons aracından göstericilere ‘terbiyesizleşmeyin’ ifadesinin kullanılması tepkilere neden oldu. Gerginlik sırasında, gazetecilerin görüntü almasını engellemek amacıyla çok sayıda gazeteciye müdahalede bulunuldu. Polisin müdahalesi sırasında DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, partililer tarafından korumaya alındı.
Yürüyüşün son bulduğu İstasyon Meydanı’ndan açıklamada bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kobani Davası’na yönelik protesto eylemlerini sürdüreceklerini ifade etti. Kobani Davası’nın ‘hukuki’ olmadığını savunan Hatimoğulları, şunları söyledi:
“Şimdi biz bir kampanya süreci başlattık. Bu karar hukuki bir karar değildir, siyasidir. Erdoğan ve saraydaki küçük ortağının Ankara’dan verdikleri demeçlerle, genel merkezlerinde yazdıkları iddianamelerle hazırlanmış bir davadır Kobani Kumpas Davası. Bu dava siyasi değil diyorlar. Her yerde söylediğimiz gibi kez daha tekrarlıyoruz. Bu dava ezilenlerden, sömürülenlerden, Kürt halkından intikam alma davasıdır. Bu dava düzmece bir kumpas davasıdır. Bileğimizi siyaseten bükemeyen AKP ve ortakları, bu dava ile bizlere diz çöktüreceğini sanıyor. Ama HDP ve dostları, Türkiye demokrasi güçleri asla diz çökmedi. Bu davanın çok önemli bir özelliği de şudur. Bir yandan Kürt siyasetçileri hedef alınırken, diğer yandan onlarla dayanışma içinde olan Türkiye sol ve sosyalistleri de hedeflenmiştir. Kürt siyasetçiler kadar Türkiye’nin devrimcileri, sosyalistleri de ağır cezalara maruz kalmıştır. Ama bizler Türkiye’nin sosyalistleri, devrimcileri, demokratları, aydınları olarak; bu ülkeyi aydınlık bir geleceğe taşımak isteyenler olarak bir kez daha Diyarbakır’ın göbeğinde söz veriyoruz: Yürüttüğümüz mücadeleden bir adım geri atmayacağız. Kürt halkıyla dayanışmaktan, onların mücadelesine omuz vermekten bir adım geri atmayacağız.”