Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasına, TBMM’nin 28. Dönem 2. Yasama Yılı’nın hayırlı olmasını dileyerek başladı.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetini hatırlatan Akşener, olayın üzerinden 278 gün geçtiğini, ilk günden beri Sinan Ateş’i unutturulmaya çalışıldığını ancak ailesi ve toplumun bu cinayeti unutmadığını kaydetti.
Kimsenin unutmasına da unutturmasına da asla izin vermeyeceklerini dile getiren Akşener, “Arsızlar, güçlü diye haklı olmayacak. Katiller güçlü diye özgür kalmayacak. Alçaklar, güçlü diye bu ahın altından kalkamayacak. Ant olsun, şart olsun ki çevrilmek istenen dümenleri kabullenmeyeceğiz. Katillerin elini kolunu sallayarak gezmesine izin vermeyeceğiz. Gerçekler ortaya çıkana kadar bu cinayetin peşinde olacağız. Sinan Ateş’in katilleri yakalanana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.” diye konuştu.
Akşener, AK Parti’nin bugüne kadarki siyasi varlığını her koşulda “ötekiler” oluşturarak koruduğunu, bölünmüş bir millet üzerinden konforlu bir siyaset düzeni kurduğunu savundu.
Gezi olayları davasını hatırlatan Akşener, şöyle konuştu:
“AK Parti, kendine düşmanlar bularak varlığını korumakla yetinmemiş milleti de birbirinin karşısına dikmiştir. İşte bu yüzden, 27 Mayıs 2013 tarihi AK Parti için bir travmadır. Diliyle, diniyle, hayat tercihleriyle, siyasi görüşleriyle bölüp paramparça ettikleri bir milletin ağaçlarına sahip çıkmak için Gezi Parkı’nda birleştiğini görmek onlar için bir travmadır. Hayallerini, heveslerini, umutlarını tükettikleri Türk gençlerinin milli şuuru ayağa kaldırdığı, Gezi ruhunu karşılarında görmek onlar için bir travmadır.”
Geçen hafta Gezi Parkı davasından çıkan sonucun, AK Parti’nin yaşadığı travma sonrası stres bozukluğunun bir neticesi olduğunu belirten Akşener, “Ne yazık ki ülkemizde bir kez daha vicdan ihtiraslara tercih edilmiştir. Ne yazık ki bir kez daha hukuk koltuklara hizmet etmiştir. Ne yazık ki bir kez daha vesayet milletin üzerine çökmüştür.” dedi.
– “Pazarlıktan medet uman ittifak siyasetini reddediyoruz”
Herkesin kendi iktidar sahasında, halinden gayet memnun olduğu statüko siyasetini kabul etmediklerini belirten Akşener, “Ceketlerin, kola kutularının millete seçenek olarak sunulduğu dayatma siyasetini reddediyoruz. Her türlü öfkeyi, kini, kutuplaşmayı besleyen popülist siyaseti reddediyoruz. Toplum vicdanının yaralarını merhem elindeyken kaşıyıp kanatmayı seçen çıkarcı siyaseti reddediyoruz. Her daim siyaset esnafının kazanıp, milletin kaybettiği basiretsiz siyaseti reddediyoruz. Ez cümle, milletten değil, pazarlıktan medet uman ittifak siyasetini reddediyoruz.” şeklinde konuştu.
Akşener, İYİ Parti olarak milletin umudunu yeşertmek, heyecanını canlandırmak, güvenini tazelemek için yepyeni bir yol açacaklarını söyledi.
“Çapulcu diyenlere karşı da cahil diyenlere karşı da 85 milyon Türk milletinin topyekun azizliğini savunuyoruz.” diyen Akşener, “Önüne gelenin siyasi çıkarlarına göre manivela yapmaya kalktığı Türk milliyetçiliğinin gür sesini duyurmaya geliyoruz. Beceriksizliğe ve hatta millet düşmanlığına bile kalkan yapılan demokrasi esaslı olarak nasıl işletilirmiş herkese öğretmeye geliyoruz. Zengin, güçlü ve mutlu bir Türkiye nasıl inşa edilirmiş cümle aleme göstermeye geliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Akşener, İl il, sokak sokak, kapı kapı gezip milletin ayağına gideceklerini, her bir vatandaşın taleplerini, eleştirilerini dinleyeceklerini ve milletin gerçek gündemini konuşacaklarını kaydetti.
– “81 ilde kendi adaylarımızla milletimizin huzuruna çıkacağız”
Mart ayında yapılacak yerel seçimleri hatırlatan Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Nasıl ki dün korkaklığın sessizliği her yeri sarmışken milletin sesini haykırdıysak, bugün de milletin sesini yine tek başımıza duyuracağız. Nasıl ki 25 Ekim 2017’de çıktığımız bu kutlu yolda tüm engelleri, iftiraları, baskıları tek başımıza göğüslediysek, bugünden sonra da tek başımıza olacağız. Ve önümüzdeki yerel seçimlerde 81 ilde kendi adaylarımızla hür ve müstakil siyasetimizle tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız. Bize bu yolda dört bir yandan saldıranlar olacak. Kiralık kalemler hep bizi yazacak, satılık diller hep bizi konuşacak. Yalanın, iftiranın, rantın karasına bulanmış, kirli eller hep bizi işaret edecek. Varsın, olsun. Biz milletimizin sinesinde huzur bulacağız. Dönüp bize oyunbozan diyenler olacak. Doğrudur, eğer ortada milletin zararına oynanan bir oyun varsa biz o oyunu bozarız. Memleketin geleceğiyle kumar oynanıyorsa biz o kumarı bozarız. 22 yıldır kazananın ve kaybedenin değişmediği kirli bir çark varsa biz o çarka çomak sokarız.”
– Ankara’daki saldırı
Ankara’daki terör saldırısını anımsatan Akşener, olayda yaralanan polislere şifa diledi.
Akşener, şöyle konuştu:
“Uzunca bir süredir alışılagelenin aksine süreci ciddiyet ve şeffaflıkla yürüten İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya da milletimiz adına teşekkür ediyorum. Gerek bu süreçte gerekse de son dönemde emniyet teşkilatımızın suç örgütlerine karşı yürütmüş olduğu başarılı operasyonlar Sayın Bakan’ın kararlı bir duruş sergilediğini gösteriyor. Ancak tabii ki AK Parti bünyesindeki bazı odakların bu duruştan ne kadar memnun olduğu meçhul. Çünkü bu odakların, devletin ve Cumhuriyet’in yetiştirdiği liyakatli insanlarla problemi olduğunu çok iyi biliyoruz. Onların önünü açmak yerine yolunu kesmek istediklerini de biliyoruz. Nitekim geçtiğimiz günlerde benzer bir durumun Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek için de geçerli olduğunu söylemiştim. Dolayısıyla buradan sormak istiyorum; artık kendi kendini tüketen bir cadı kazanına dönüşen AK Parti bünyesinde dün Sayın Mehmet Şimşek’i, bugün Sayın Ali Yerlikaya’yı hedef alanlar acaba yarın kime odaklanacak? Sıradaki şanslı yarışmacı acaba kim olacak? Yoksa Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan mı? Bakacağız, göreceğiz.”
– “Bugünkü ekonomi yönetimi, selefine göre fevkalade liyakatli”
Milletin işsizlik, kaynamayan tencere ve artan ev kiraları gibi ekonomik sorunlarla mücadele ettiğini iddia eden Akşener, Türkiye’nin dünyada en yüksek enflasyona sahip 7. ülke olduğunu, iktidarın yıllar boyunca yürüttüğü yanlış politikaların yıkımının aşılamadığını savundu.
Akşener, bugünkü ekonomi yönetiminin selefine göre fevkalade liyakatli olduğunu ancak ekonominin palyatif çözümlerle toparlanamayacak kadar kötü durumda olduğunu ileri sürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı orta vadeli programı hatırlatan Akşener, “Ancak bir programdan ziyade temenniler manzumesine şahit olduk. Çünkü ortada bir hedef var ama o hedefe nasıl ulaşılacağına dair bir yol haritası yok. Türkiye’nin acilen ihtiyacı olan yapısal reformlar yok. Dar ve orta gelirlilerin üzerindeki yükü hafifletmeye yönelik adımlar yok. Gelir dağılımını düzeltmeye dair bir işaret bile yok.” diye konuştu.
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 13 bin 334 lira olduğunu dile getiren Akşener, buna giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri zorunlu ihtiyaçlar eklenince yoksulluk sınırının 43 bin 433 lira olduğunu kaydetti.