Cevdet Yılmaz’dan ‘kıdem tazminatı’ açıklaması Emeklilik sistemine dahil edilecek mi?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, katıldığı Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Orta Vadeli Program’ın (OVP) toplumun hemen tüm kesimleriyle istişare edilerek hazırlandığını belirten Yılmaz, OVP döneminde depremlerin yaralarını sarmayı, enflasyonu kademeli bir şekilde tek haneye düşürmeyi, bunları yaparken istihdam ve büyümeyi olabildiğince korumayı ve sürdürülebilir sosyal refah ile sosyal adaleti güçlendirip, oluşturulan refahı toplumun bütün kesimlerine yaygınlaştırmayı hedeflediklerini söyledi.
Yılmaz bu dört amaca, para, maliye politikaları ve yapısal reformlarla ulaşmayı öngördüklerini anlatarak, OVP’yi bir takvim içinde, iyi bir sıralamayla gerçekleştireceklerini, OVP’nin içeri ve dışarıda bir güven unsuru oluşturduğunu ifade etti.
KIDEM TAZMİNATI EMEKLİLİK SİSTEMİNE DAHİL EDİLECEK Mİ?
Kıdem tazminatı konusuna da değinen Yılmaz, “Burada hükümetlerimizin yaklaşımı şu. İşçi kesiminin temsilcileriyle, istişare içinde bu işi sonuçlandırmak. Yani tek yanlı bir çözüm dayatmak değil. Çözülmesi gereken bir mesele mi? Evet öyle. Ama bunu istişarelerle, işçi ve işveren dengesi içinde ve özellikle işçi kesiminin temsilcileri, sendikalarla istişare içinde bu konuya yaklaşmak. Kıdem tazminatında maalesef çok ciddi problemler de var. Ödenmeme meseleleri var. Başka sıkıntılar var. Oluşturduğu bir belirsizlik var. Özellikle iş dünyası firmaları üzerinde. Dolayısıyla bir dönem bir fon oluşturup bununla bu problemi çözme gibi bir yaklaşım vardı. Dolayısıyla bunlar önümüzdeki dönemde yine Türkiye’nin gündemde olan konuları olacak” diye konuştu.
VERGİ REFORMU AÇIKLAMASI
Yılmaz gündemdeki ‘vergi’ tartışmasına ilişkin de konuştu.
Gelir düzeyine göre vergi ödenmesini hedeflediklerini kaydeden Yılmaz, “2024’te vergi geliri tedbirler sayesinde artıyor. Dolaylı vergilerin payı çok yüksek. Doğrudan vergiler nispeten düşük. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde oransal olarak doğrudan vergilerin payının artmasının gerektiğine sosyal adalet açısından artması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Yılmaz’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
* Büyüme ile enflasyon arasında teorik olarak baktığınız ya biri ya öbürü gibi bir şey var. 2002 sonrası bunu yaşadık. Güven veren ortamı oluşturduğunuzda hemen enflasyonu düşürmeniz hem de büyümeyi sürdürmeniz mümkün. Biz bunu yaptık. İki şeyi aynı anda iyileştirme pratikte mümkün. Büyümenin kompozisyonu çok önemli. Büyümeyi tüketim ağırlıklı yaparsanız enflasyonist büyüme olur. Arz ağırlıklı yatırım, üretim, ihracat ağırlıklı kompozisyonda yaparsanız o zaman büyüme enflasyonla çelişmez. Arz açığınızı gidererek enflasyona olumlu katkısı bile olabilir. Tüketimin daha dengeli seyrettiği, yatırım, üretim, ihracatın daha fazla ağırlık kazandığı dönemden bahsediyoruz.
* Dış talebe bağımlılığı düşürüp, içeride üretim kapasitesini geliştirici, döviz kazandırıcı faaliyetleri öngörüyoruz. Tüketim kötü bir şey değil tabii ki, dengeli tüketimden bahsediyorum. Belli düzeyde elbette tüketim yapacaksınız. Sosyal refah da başka oluşmaz. Tüketimin seyri önemli. Önümüzdeki dönemde daha dengeli tüketim seyri göreceğiz.
“VERGİ GELİRLERİ İÇİN TEDBİR ALDIK”
* Vergi gelirlerindeki artış her zaman vergilerdeki artış olmak durumunda değil. Dört önemli etkiden bahsedebiliriz. Birincisi; bu yıl tedbirler aldık. Bütçe açığımızı aşağıya çekebilmek için. O tedbirlerin 2023’e yansıması yarım yıl 2024’e yansıması tam yıl olacak. Kayıt dışılıkla etkin ve dijital verileri kullanarak mücadele edilecek. Taahhuk-tahsilat oranlarını artırıcı tedbirler görüyoruz. Vergi oranlarında oransal değişiklik yapmadan bir farklılık oluşturacak. Enflasyon kamunun giderlerini ve vergi gelirlerini de artırıyor. Bütün bunlarla baktığımızda vergi gelirlerindeki artışı izah edebiliriz.
“MEVCUT YAPIYI TARTIŞMAMIZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM”
* Türkiye’de herkes vergi reformu yapılmalı diyor. Kabaca bir uzlaşı var. Sadeleştirmekten bahsediyor insanlarımız. Doğrudan vergi dolaylı vergi meselesi var. Mevcut yapıyı tartışmamız gerektiğine inanıyorum. Dolaylı vergilerin payı çok yüksek. Doğrudan vergiler nispeten düşük. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde oransal olarak doğrudan vergilerin payının artmasının gerektiğine sosyal adalet açısından artması gerektiğine inanıyorum.
* Gelir düzeyi ne olursa olsun herkesten aynı vergiyi almak değil, düşük gelirli kesimlere daha az sorumluluk yüklenmesi anlamına geliyor. Dolaylı vergide bu ayrımı yapamıyorsunuz. Orada sosyal adaleti şöyle gözetiyoruz, dar gelirlilerin fazla kullandığı kalemleri yükseltmeyi düşünmüyoruz.
“MEMURA ÖNEMLİ BİR ARTIŞ OLACAK”
* Biz bir oran veriyoruz. Memura yüzde 15 dediniz. Yıl ortasında yüzde 15’in üstünde ise farkını veriyorsunuz. Hiç kimseyi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Yıl ortasında enflasyon neyse o fark verilecek. Memurla ilgili bu yılın enflasyon farkı olacak. Seyyanen artış yaptığımız için. Dolayısıyla gelecek yılın artışı daha yüksek olacak. Enflasyondaki yeni tahminlerimiz ışığında baktığımızda memura önemli bir artış olacağını söyleyebilirim. Bu otomatik olarak memur emeklisine yansıyacak. İşçi emekli ve asgari ücretlilerle ilgili dengeleyici çalışmayı öngörüyoruz.
* Asgari emekli ile asgari ücreti mukayese edersek geçen yıl yüzde 64’üydü. Bu yıl yüzde 66’ya yükseldi. Bu yıl asgari ücrete ciddi artış yaptık. Asgari emekli aylığına yüzde 114 artış yaptık. Buna rağmen sosyal şartlar, beklentiler dolayısıyla burada yine bir çalışma yürütüyoruz. Yıl sonun akadar bu çalışma bitecek inşallah. 2023 ve 2024 sonrası inşallah çok daha rahat bir döneme gireceğiz.
“KKM’DEN AŞAMALI ÇIKIŞ OLACAKTIR”
* KKM bir büyüklüğe gelmiş durumda. Burada ani duruş sözkonusu olamaz. Zaman içinde, doğal seyir içinde, Merkez Bankası düzenlemeleriyle, Türkiye’ye kaynak akışı ve rezevr birikimiyle KKM’den çıkış olacaktır. Aşamalı olarak çıkış olacaktır. Zaten belli bir gelişme sağlandı. Makro ihtiyati tedbirlerle bir yönlendirme olacak. Bu bir anda olmayacak. Tasarruf sahipleri endişe etmesinler.
* Mevduat vadelerini de uzatmayı teşvik edici düzenleyici çerçeve içinde aşama aşama, doğal seyri içinde çıkış sağlayacağız. Ani bir hareket olmayacak. Tasarruf sahiplerinin endişe etmemesi lazım. Doğal seyir içinde olacak. Yeni kaynak girişleri olacak, Türkiye çok daha güçlü yapıya girecek. Doğal seyir içinde süreç gerçekleşecek. Şu aşamada bir takvime girmeyi doğru bulmuyoruz.
ÖZEL BANKALAR VE TÜKETİM KREDİLERİ
* Kamu sektörü, kamu bankaları üzerine düşeni yapıyorlar. Kullandıkları kaynakların çoğu yatırım, üretim, istihdam için. Tüketim daha dengeli. Özel bankalarda maalesef tersi durum var. Daha çok tüketime kredi arz ediyor. Değişim dönüşüm özel bankaları da daha fazla yatırım, üretim kredilerine yönlendirecektir. İstanbul Finans Merkezi yeni bir strateji. Mevzuatı, finansal okur yazarlık ve yeni kurumsal yapılarla birlikte Türkiye finans merkezi haline dönüşecektir.”
“EMEKLİLER İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRDÜRÜLÜYOR”
* Emeklilir için ne yapabiliriz diye alternatiflere bakılıyor. 16 milyon emekli var. En küçük bir şeyin büylük etkiler oluştuğu bir alan. Çok dikkatli konuşmak gerekiyor. Maliyetleri iyi planlamak gerekiyor. Biz şartlarımızı sonuna kadar zorlayarak emeklimizin, çalışanlarımızın yanında olmaya gayret ediyoruz. Etmeye de devam edeceğiz.